SON DÖNEMDE CHP

Yıl 31 Ekim 2014. CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan,partisinden ve görevlerinden istifa etti. Açıklamaları ise şöyleydi.

"Ülkemizin içinde bulunduğu savaş tehlikesini de içeren koşullar nedeniyle çocuklarımızın geleceği açısından olağanüstü önem kazanan 2015 genel seçimleri öncesi partide demokrasinin işletilmesi, seçim yenilgileri ve özellikle de cumhurbaşkanlığını ilk turda iktidara teslim eden hatalardan dersler çıkartılıp, ciddiyetle yol haritası çizilmesi için yaptığım çağrıyı görmezden gelerek, kurultayı bir koltuk kapma yarışına çeviren; Kurucusunun büyük fedakarlıklarla inşa ettiği devletin yıkılıp, diktiği ağaçların sökülüp, yerine, adına “ak” denilen ucube sarayda somutlaşan otoriter bir devletin kurulması girişimini ve cumhuriyetin köşkünün, hanedan sarayına dönüştürülmesini sessizce izleyen; Türkiye’nin iç ve dış tehditlerle karşı karşıya olduğu, iş ve terör cinayetleri ile sarsıldığı bu çok kritik dönemde sorumsuz çağrılar, tutarsız tezkere söylemleri, belirsiz politikalar ile halkımızın duyarlılıklarından kopuk muhalefet anlayışında ısrar edeceği anlaşılan CHP yönetiminin olası vahim tercihlerini değiştiremeyeceğimi anladığımdan, iktidar umudu da hedefi de bulunmayan yanlış ve zayıf politikaların parçası olmamak için büyük umutlarla geldiğim CHP’ den istifa ediyorum.''

Yıl Mayıs 2017. Yeni dönem CHP Genel Başkan Yardımcısı, parti sözcüsü ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Boke görevlerinden istifa etti. Açıklamaları şu yöndeydi.

“16 Nisan’da Türkiye’de seçmenlerin en az yüzde 50’si tek adam rejimine karşı çıkmış ancak gayrı-hukuki yollarla bu irade gasp edilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşen görev, gayrimeşru olanı meşrulaştırmamak ve ortaya konan bu demokrasi iradesini Türkiye gerçeğine dönüştürmek için halkla birlikte siyasi mücadele vermektir. Referandumun gayrimeşru sonucunu kabullenerek hedefler ve politikalar oluşturmak, demokrasiye ve her şeyden önce demokrasi iradesini ortaya koymuş milyonlara haksızlıktır. Demokrasinin yaşatılabilmesi için Mecliste verilen mücadelenin rejim değişikliğinin yeni koşullarına göre yeniden tarif edilmesinin yanı sıra, Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP’nin görevinin bir parçası olmalıdır. Bu görevin gerekleri partinin karar organlarında ısrarla dile getirilmiş olmasına rağmen, atılması gereken adımlar 16 Nisan gecesinden başlayarak gereken siyasi kararlılık ve netlikle atılmamıştır. “Öte yandan, ‘Hayır’ iradesini temsil eden en güçlü siyasi aktör olması gereken CHP’ye hakim olan yönetim anlayışı, demokrasi paydası etrafında birleşen milyonların sesini güçlendirmek yerine, parti içi demokrasiyi ve kurumsal yapıyı tartıştıran tutumlar sergilemiştir. Sosyal demokrat bir partide, parti yönetimlerinin görevi parti kurullarına siyasi ve disiplin kararlarını dayatmak değil, partideki farklı fikirleri sağlıklı bir biçimde karar süreçlerine dahil etmek ve parti kurullarını etkin çalıştırmaktır. Katılımcı demokrasiye, sosyal demokrasinin evrensel prensiplerine inanan ve Türkiye’nin özgürlükçü demokrasiye kavuşmasının yolunun bu değerlerden geçtiğini düşünen bir siyasetçi olarak, gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum. Bu sebeple CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerimden istifa ediyorum. Bundan sonra da, dün olduğu gibi, CHP ailesinin bir parçası olarak ve bu aileyle birlikte, Türkiye’de demokrasi, özgürlük ve eşitlik için mücadele vermeye devam edeceğim. Hayal ettiğimiz Türkiye’yi var etme mücadelesine ortak olacağım. Birbirini ezen değil birlikte çoğalan bir CHP siyasetinin, ayrışan değil bütünleşen bir Türkiye’nin de temeli olacağına inancımla seçilerek gelmiş olduğum Parti Meclisi Üyeliği ve Milletvekilliği görevlerimi layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğim.”

Evet, ne yazık ki bu yaşanılanlar bir gerçektir. Emine Ülker Tarhan ve Selin Sayek Boke birbirine benzer ifadelerle, yani CHP'nin yetersiz siyaseti nedeniyle görevlerinden istifa etmiştirler.

Peki bu durum başarısızlığın göstergesi değil midir. En azından insanı böyle düşüncelere sevk etmiyor mudur. Bence en iyi CHP seçmeninin bile beyninde bu tarz bir kaç soru bulunmaktadır. Çünkü 15 yıldır gerçek bir başarı için, iktidar olabilmek için, içinde bulunulan durumdan daha iyisini gerçekleştirebilmek için gerekenlerin yapıldığı söylenememektir. Deyim yerindeyse üç aşağı beş yukarı yerinde sayılmıştır. Ciddi bir başarı ve üzerine koyulan net bir üstünlük söz konusu değildir.

Bunun için gerçekçi bir değişim şarttır. Daha akılcı, başarı odaklı, herkesi kucaklayan yeni atılımların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Nitelikli, fark yaratabilecek, taptaze umutlara karşılık olabilecek siyasi politikalar geliştirilmelidir. En azından ikna edici çalışmalar yapılmalıdır. Yapılamıyorsa da arkadan gelen isimlerin önü ve yolu açılmalıdır.

Umarım bundan sonra güzel şeyler olur. Geleceğimiz, umutlarımız, ümitlerimiz adına nitelikli çalışmalar yapılır. Bütün adaletsizlikler, eşitsizlikler, hukuksuzluklar ortadan kaldırılır. Ve huzur içinde, güven içinde yaşayacağımız bir toplum meydana getirilir.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Erdem Özçelik - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.